Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Harmandalı: “Mahalleden memleketi görmek”

ÇHTM kurulduğu günden bu yana, mahallelerde açılan tarikat yurtlarına, okullardaki gericiliğe, tüm İzmir’in sorunu olan Harmandalı Çöplüğü’ne karşı halkı örgütlemeye ve mücadele etmeye devam ediyor.

ÇHTM kurulduğu günden bu yana, mahallelerde açılan tarikat yurtlarına, okullardaki

Av. Emel Diril
ÇHTM kurulduğu günden bu yana, mahallelerde açılan tarikat yurtlarına, okullardaki gericiliğe, tüm İzmir’in sorunu olan Harmandalı Çöplüğü’ne karşı halkı örgütlemeye ve mücadele etmeye devam ediyor. Yurttaşların gündelik yaşamları ile siyaset arasına çekilen perdeyi kaldırmak için çalışıyor.

Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi’nin (1) yerel meclis çalışmalarından Çiğli Halk Temsilcileri Meclisi (2) (ÇHTM) uzun zamandır İzmir’in kronik bir halk sağlığı sorunu olan Harmandalı Çöplüğü’ne karşı mücadele ediyor. Bu yazıyı ise 1 Kasım Cumartesi günü Çiğli Halk Temsilcileri Meclisi’nin düzenlediği eylemde yaşanan saldırı ve provokasyon sebebi ile yazma ihtiyacı hissettim. Bu provokasyon ülkemizde siyasetin geldiği noktayı anlamak açısından bize yerelden bir kesit sunuyor.

İdeolojik referansların ortadan kalkması ile çıkar, menfaat ilişkilerinin yukarıdan aşağıya tüm topluma nasıl yayıldığını gördüğümüz bir pencere aynı zamanda buradaki mahalle mücadelesi deneyimi. Bir yandan düzen partileri ve temsilcilerinin özel bir çaba ile halkın örgütlü mücadelesini engellemeye çalıştıklarının farkına varan yurttaşlar örgütlenirken, diğer yandan yönetemeyenler de AKP iktidarından bildiğimiz şekilde yönetemedikçe saldırıya geçiyor, yurttaşların gerçekleri söylemesini engellemek, örgütlü bir halk hareketi oluşmasının önüne geçmek için ellerinden geleni yapıyor.

Nasıl oldu?

Harmandalı Katı Atık Bertaraf Tesisi 1992 yılında 15 senelik bir kapasite ile kurulmuş, oldukça büyük bir tesis. Senelerdir tüm İzmir’in çöpünü taşıyor.

Büyüklüğünü böyle düşünün.

2008 yılında imara açılıyor… 2018 yılında işletmesi özel sektöre devrediliyor. Yine özel bir şirket tesisten elektrik üretiyor ve bu elektriği ülkedeki diğer tüm şirketlerden çok daha pahalı bir şekilde İzmir halkına satıyor… Sorunun bugün hâlâ çözülemiyor olmasında rant, yağma, patron düzeni ve özelleştirme yatıyor.

Harmandalı Tesisi bugün yerleşim yerlerinin ortasında, bugüne kadar depolanmış 25 milyon ton atık ile halk sağlığını tehdit ediyor, çevre kirliliğine sebep oluyor.

2021 yılında bölgedeki 17 ev heyelan ve göçükler sebebiyle tahliye edildi. Uzmanlar, gelinen noktada kent planlaması açısından atıkların oluştuğu alanlara yakın, küçük ve orta ölçekli tesislerin kurulmasının çözüm için bir adım olacağını söylüyor. Temmuz ayının ortasında mahkeme kararına uyarak bir buçuk ay kadar kapatılan tesis daha sonra İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin (İzBB) başvurusu ve Çevre Bakanlığı’nın onayı ile yeniden çöp dökümüne açıldı. 31 Ekim 2025 tarihine kadar geçici süre verildiği AKP’li bir milletvekili tarafından kamuoyuna duyurulmuştu. Çöp dökümüne ilişkin verilen geçici sürenin 1 Kasım’da dolmuş olmasına ve çöp dökümünü yasaklayan kesinleşmiş mahkeme kararına rağmen Harmandalı Tesisi’nin akıbetine ilişki resmi bir açıklama yapılmadı. Üstelik İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin, Harmandalı’daki mevcut tesise komşu parsel için başvuru yaptığı bu günlerde kamuoyuna duyuruldu.

ÇHTM’nin siyasetten anladığı

Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi, 1923’te Cumhuriyet’in kuruluşu ile yükselen devrimci bir dönemin kazanımlarının, değerlerinin tasfiyesine, AKP karşı-devrimci iktidarına karşı laik, bağımsız, eşitlikçi, kamucu, planlı ekonomiye sahip bir Türkiye diyerek ortaya çıktı. Bu ilkeleri benimseyen yurttaşlar bulundukları illerde, ilçelerde ilkesel bir siyaset çerçevesinde bir araya geldi, gelmeye devam ediyor.

ÇHTM kurulduğu günden bu yana, mahallelerde açılan tarikat yurtlarına, okullardaki gericiliğe, tüm İzmir’in sorunu olan Harmandalı Çöplüğü’ne karşı halkı örgütlemeye ve mücadele etmeye devam ediyor. Yurttaşların gündelik yaşamları ile siyaset arasına çekilen perdeyi kaldırmak için çalışıyor. THTM, yerel meclis ve temsilcilikler, sorunların siyasetler üstü ele alınamayacağının altını çiziyor. Yaşadığımız sorunlara karşı halkın örgütlü mücadelesinin siyaset olduğunu anlatıyor. Kuruluş amaçlarından birisi de bu desek hata olmaz sanıyorum.

Düzenin siyasetten anladığı

31 Mart 2024 yerel seçimlerinden geçtiğimiz Ağustos ayına kadar CHP, İYİP, DEM, Deva, Saadet Partisi ve Yeniden Refah’tan 56 il, ilçe ve belde belediye başkanı AKP’ye geçti.

Bugün yurttaşların kendilerini temsil etsin diye oy verdiği düzen partilerinin temsilcilerinin, siyasetçilerinin siyasetten anladığı bu. İlkesizlik.

Düzenin ittifaklarını menfaatler, çıkar en nihayetinde para belirliyor. Yerel yönetimler açısından bu müteahhitlere, patronlara ihale; seçmeni olarak gördüğü yurttaşlara ise belediyede iş vaadi ya da başkaca menfaatler olarak gidiyor.

Örnek olması açısından, 2022 yılında “Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Değişikliği” AKP-MHP-CHP-İYİP’in kabul oyları ile Meclis’ten geçti, 1 tane ret oyu da yoktu! Bu yasa ile Diyanet’in özerk “eğitim” kurumları oluşturmasının önü açıldı. Şimdi soruyorum, laiklik nasıl ortadan kaldırıldı?

Belediye meclislerinde de durum pek farklı değil. Kamusal kaynakların yağmasında ortaklık var, imar değişikliklerine itiraz eden yok. Eğer bir kriz yaşanıyorsa rantın, yağmanın kimden yana gideceği ile ilgili yaşanıyor kriz.

Harmandalı ve Çiğli’de yapılmaya çalışılan müdahaleler ve provokasyon

Halkın sokakta olması, hakkını aramak için mücadele etmesi yönetenlerin işine gelmiyor.

Seçtikleri belediye başkanını haklı mücadelesinin yanında görmek isteyen yurttaşlara CHP’li yetkililer bugün Harmandalı’da; “belediye başkanı gelirse buraya, halkı kışkırtıyor derler” minvalinde, bir çocuğun dahi kanmayacağı açıklamalar yapıyor. Kendilerini öncü, halkı ise küçümseyen, duyarsız gören bir toplam da halkın örgütlenmesine karşı müdahale eden ekiplerden.

Yereldeki düzen siyasetinin aktörleri başından beri halkı yanıltmak, mücadeleden uzak tutmak için çöp sorununun siyasi olmadığını söylüyor. 1 Kasım’da çöp yolundaki yürüyüş sonrası yaptığımız basın açıklamamıza saldırı tam da AKP karşıtlığı yapıldığı sırada benzer şekilde oldu. Çiğli Halk Temsilcileri Meclisi olarak, sorumluların Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile İzBB olduğunu, 23 senedir iktidarda olan AKP’nin 18 yıldır çözülmeyi bekleyen bu sorunu çözmediğini, özelleştirmelerin eğitim, sağlık, enerji gibi temel ihtiyaçlarımızın karşılandığı alanlarda insan hayatını hiçe saydığını, târikat-holding düzeninin canımıza kast ettiğini söylediğimiz sırada gerçekleşti saldırı…

Cumhuriyet Mahallesi eski muhtarı Çiğli Halk Temsilcileri Meclisi’nin pankartına “siyaset yapmayın” diyerek saldırmaya çalıştı. AKP’nin sürecin başından bu yana Harmandalı halkını mücadelenin dışında tutmaya çalıştığının farkındaydık. Ama burada dikkat çekmek istediğim, CHP üyesi ya da delegesi olan, muhtar ve birkaç aza ya da delegenin de ayrıca saldırıya sahip çıkması.

Bir örnek daha verelim… 

Çiğli Belediyesi, ÇHTM’ye belediye salonu vermiyor. Daha önce tadilat olmamasına rağmen “tadilat var” yalanı dahi söylendi. En son başvurumuzda ise, “uygun görülmedi” denildi. Ardından Ekim ayında Saadet Partisi’nin “Ancak Saadetle Olur” etkinliğine Çiğli Belediyesi Fakir Baykurt Salonu tahsis edildi. İşte onların anladığı siyaset bu.

Bizler gücümüzü, haklılığımızı emekçilerden, dürüst insanlardan alıyoruz. THTM; komünist, yurtsever, Cumhuriyetçi yurttaşların ilkeli birlikteliğini büyütmek için çalışmalarına devam ediyor. Cumhuriyet, meşruiyetini başka kapılardan değil, anti-emperyalist bir mücadeleden, çürümüş Saray’a ve işbirlikçilerine karşı savaşmaktan aldı. Bizler bu mirasın taşıyıcılarıyız. Güzel ve emekçi mahallelerimizden, memleketimizin dört bir köşesine bu mirasa sahip çıkacağız.

Cumhuriyet’in ayaklar altına alındığı ülkemizde Cumhuriyet’i yeniden ayağa kaldırmak için laik, bağımsız, eşit bir ülke için mücadele edenlere belediye salonlarını kapatanlara, yaşadığımız sorunları siyasetler üstü göstermeye çalışarak halkı mücadeleden alıkoymaya çalışanlara cevabı Köy Enstitülü Fakir Baykurt versin: “Eğitim sorunu, öğretmen sorunu, yurt sorunundan ayrılmaz. Yurt sorunları da da bir Ali Veli sorunu değil, düzen sorunudur.”

Yurt sorunları, düzen sorunudur.

Laik, bağımsız, eşit bir ülkeyi hep birlikte kuracağız!